30 Ocak 2012 Pazartesi

ATATÜRK NEFRETİ

Bugün, Taha Akyol'un oğlu Mustafa Akyol kendisi gibilerin betimlendiği Gençliğe Hitabe'nin kaldırılmasını istemiş. Oturup paragraf paragraf inceleyerek hemde. Bu baba oğlu bilen bilir, fakat bu nasıl bir kin ve öfkedir inanın aklım almıyor. İnsan böyle bir öfkeyle nasıl başa çıkabilir? Tabi ki daha çok severek ve daha çok sahip çıkarak. Bir de tüm çarpıtmalara ve karalamalara, açıklayıcı ve doğru cevaplar vererek. Bir sonraki yazımda Mustafa Akyol'un yazısının çarpıklıklarını paylaşacağım. Fakat önce bir kez daha;


Ey Türk Gençliği!
Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.
Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!
 

Mustafa Kemal Atatürk
20 Ekim 1927

1 yorum: