29 Aralık 2011 Perşembe

ERMENİ TEHCİRİ - DERSİM OLAYLARI - PKK TERÖRÜ

O kadar tuhaf bir ülkede yaşıyoruz ki terör bizim için güncel bir olguyken, bundan 70 yıl, 100 yıl önceki terör ya da terörle bağlantılı olayları bile hararetle tartışabiliyoruz ve ülke olarak bu bize ağır gelmiyor, günlük hayatımıza sakin bir şekilde devam ediyoruz. Bu bir tür mazoşizm olmalı.

Dersim için ortalığı ayağa kaldırıp, meclis kürsülerinden özür dileyenler, Ermeni Tehcirine "Soykırım" diyenler hakkında demediklerini bırakmadılar. Aralarında teknik olarak ne tür farklar vardı, tepkiler neden bu denli farklıydı? Bu soruları kimse sormadı. Sorsa da cevabını alamazdı. Ama yine de ısrarla sormak lazım.

Fakat bugün Şırnak Uludere'de yaşanan acı olay bu sorulara bir ışık tuttu. F-16'lar, Kuzey Irak bölgesinde PKK'nın ana kamplarının yer aldığı Haftanin'de, PKK'lı diye, mazot kaçakçılığı yapan bir grubu bombalayarak 36 kişinin yaşamını yitirmesine sebep oldu.  Aslında neresinden tutsan elinde kalan bir olay. F-16'ların köylüleri vurması mı kötü olan, yoksa köylülerin kaçakçılık yapmaları mı? Yoksa askerlerin bu kaçakçılıklara göz yumması mı ya da köylülerin PKK kampları içinden rahatça geçerek gelmeleri mi? 

Terör dünyada olabilecek en ahlaksız olgulardan biri. Terör ne kadar ahlaksızsa, terörle mücadele de o denli ön görülemez ve sonuçları bazen istem dışı olabilir. 35 kişinin ölmesi gerçekten bir facia, evet bu olayın mutlaka soruşturulması ve sonuçlarının kamuoyu ile paylaşılması gerekli; tıpkı Ermeni Tehcirinde olduğu gibi, tıpkı Dersim'de olduğu gibi. Ama terör örgütünün ve yandaşlarının, Cumhuriyete ve orduya vuracak bir başka koz olarak bu olayı kullanmalarına da izin vermemeli. Basının bu olayda çok sorumlu davranması gerekiyor. Başta da dediğim gibi bu bir facia, fakat gerekli soruşturma yapılmadan kimseyi suçlayamayız, hele ki bombalama olayı PKK kamplarının olduğu sınır dışı bir operasyon içinde gerçekleşmişse.

Terör örgütü yandaşları operasyonların durup örgütün toparlanabilmesi için; cemaatçiler ve liberaller orduyu istedikleri kalıba sokma konusunda bir adım daha atabilmek için bu olayı ellerinden geldiğince kaşıyacaklardır.

Son bir kaç ayda hükümetin de desteği ile PKK'ya ağır darbeler vuruldu. Az da olsa halkın gazı alındı. Fakat hükümetin PKK ile müzakere ettiği tüm ülkenin malumu ve müzakerelerin devam edebilmesi için PKK'nın kendi içinde bir hesaplaşmaya gittiği ve istihbaratların da direk PKK'nın içinden bir gruptan geldiğini okyanus ötesi yazıcılarından öğreniyoruz. Terör örgütüne darbe vurulması güzel bir gelişme fakat bu müzakere neyin müzakeresi? Pazarlık masasında neler var? Bunlar cevap bekleyen hayati sorular.