27 Aralık 2011 Salı

ŞİKE OPERASYONU

Herkesin futboldan anlamasından mıdır nedir 3 Temmuz'dan beri her kafadan bir ses çıkıyor. Herkes hukukçu kesilmiş kanunlarla oynayarak işin üstesinden gelebileceğini düşünüyor. Televizyon karşısında oturan gariban vatandaşta alenen kandırılıyor; öyle ki sporda şiddet yasası değiştirildiğinde şike suç olmaktan çıkacakmış gibi bir algı yaratılıyor.


Öncelikle olayı baştan toparlamakta fayda var. Şike olayını en basit şekli ile şöyle görebiliriz; bir üniversite öğrencisi kampüs içinde bir arkadaşı ile kavga edip onu bıçakladı varsayalım. Bu bir adli vaka olmasının yanında üniversite tarafından da öğrenci hakkında disiplin soruşturması açılması sonucunu doğurur. Öğrenci bir yandan polis tarafından sorgulanırken, bir yandan da üniversite kendisi hakkında soruşturma açar ve talimatların gereğini yapar. Üniversite öğrencisi adam yaralamaktan hüküm giyerken öte taraftan da üniversite'den uzaklaştırma ya da atılma gibi yaptırımlarla karşılaşabilir. Ya da herhangi bir adli ceza almadan, okul tarafından bir disiplin cezası görebilir ya da tam tersi olabilir. Şike operasyonunu da aynen bu şekilde görmemizde fayda var.

Şike operasyonunda da durum şudur; iddianameye göre bir takım kişiler çıkar amaçlı suç örgütü oluşturmuş, bunun sonucu olarak da şike ortaya çıkmıştır. Kısaca suç örgütü kurmak adli bir olayken, şike yapmak federasyonun talimatları gereğince disiplin cezası gerektiren bir eylemdir.

Basında çıkan haberlerin veriliş biçimlerine bakarsak, sporda şiddet yasası değiştiği anda herkes salıverilecek ve herkes suçsuz bulunacakmış gibi bir hava esiyor. Fakat kazın ayağının öyle olmadığını Nihat Özdemir'in Futbol Disiplin Talimatı'nın 58. Maddesinin değiştirilmesini ve şike yapan takımlara küme düşme cezasının kaldırılmasını isteyen sözlerinden anlıyoruz. O halde bu isteği şikenin ikrarı olarak kabul edebilir miyiz? Ortada dolaşan kaset kayıtlarına ve her fırsatta ezeli rakiplerini işin içine sokmaya çalışmalarına hiç girmeyeceğim. Fenerbahçe yönetimi açıkça taraftarı ile alay ediyor ve onların arkasına sığınıp kamuoyu oluşturmaya çalışıyor. Ne yazık ki taraftar da bu oyuna gelip yüzlerinde maskelerle, önünü arkasını düşünmeden mitinglerde buluşuyorlar. Miting düzenlemekte bir sakınca yok hatta taraftarın takımına bu denli sahip çıkması gıpta edilecek bir şey. Fakat mitingin federasyona ve yargıya karşı yapılması çok gülünç oluyor. Açıkçası ben takımımın adını şikeyle bir arada geçmesini sağlayan kişilere karşı bir miting düzenlemeyi tercih ederdim.

Umarım tüm takımlar bu soruşturmayı en az hasarla atlatır ve futbolda artık bağırış çağırış yerine gerçek rekabeti izleriz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder